8 Aralık 2009 Salı

ince cizgi ----



Kusursuzluğumuzu hep gizledik şu dunyada başkalarına karşı ne oldu bilemedik ,neydik anlamadık ama genede şu hayatta yaşamayı hep seçtik . Kırıntılarımızı topladık anı yaptık,sonra onları yaydık ve ardımızdan gelenlere yedirdik afiyetle...

Kusursuzluğumuzu kusurlaştırdık çoğu zaman neydik nereye geldik ,kimi zaman 10 parmak calıştık ,kimi zaman parmaklarımıza neşter vurduk ,kanadı yureğimiz ama ses çıkarmadık yüzyıllar geçirdik geceleri yatakta tıkandı bir şeyler ilerlemedi zaman, geçikti kargomuz sabaha ,sessizliği kurban ettik naralarla ,kimseye duyurmadık sesimizi biz "gece yuruyenlerdik". kusursuz yaşadık ya kusursuzda ölmeliyiz ...



O gun sabah erkenden kalkmalıyız.içimizde tarif edilemez duygular yeşermeli o gunu seçmeliyiz ,ruya gormemiş olmalıyız ,ruh halimiz sevinçli olmalı ,çünku bu gun kusursuzluğumuzu öldürücez,en sevdiğin ayakkabıları almış olmalısın ve en sevdiğin kıyafetlerini ,saçlarını bi gun önceden taramalısın ,sabah kalkınca düşünmeden duş almalısın başta tabi,sonra herşeyi hızlı yapmamalısın bu gun yetişecek bi yerin kalmadı artık,sana yetişecekleri yavaşlatmalısın,yavaş yavaş giyinmelisin ,biter diye az sıktıgın parfümünü bütün tenini sıvazlamalısın. giyinmelisin yapacak çok şeyin kalmadı diye mırıldanmalısın dudaklarında şunu bunu unuttum gibi kusursuz olma çabalarından kurtulmalısın ,bu gun senin çünku ,çıkarken evinden (odandan) her şey tam teşekküllü olmalı ,yeni ayakkabıların parlamalı ,kıyafetlerin yesyeni olmalı,tenin en sevdiğin parfüm kokmalı,en sevdigin kişileri görmelisin belkide , sessizce ağlamaya başlamalısın artık ,gördugün herkezin yüzüne bakmalısın gülümsemelisin ,onlarda sana bakarken sadece yüzünu görürler ,seni farketmicekler çünku bi daha o gitmiş demiyecekler sen hatırlanmayan anıların kücüçük nokta koyarken kalemin son damlayacakken damlamayan mürekkebisisin,en sevdiğin şeyleri yapmalısın dedim ya ,koca bi yalan söyledim size o gun hiç bi şey yapmayın sadece gidin bi banka oturun ve keyfinize bakın kusursuzca olmeyi dusunun ,cunku siz hiç bi zaman kusursuz olmadınız. Adi salaklar siz bu hayatın kucucuk bi ayrıntısında bile yer almıyorsunuz ,olup gitseniz yada kalıp savassanız kimsenin umrunda degil su hayatta sizin yasamanız yada olmeniz ...

Kusurusuz olmeyi dusunun cunku bu sizi asil kılıcak guzel bi yerde oturun ve sessizce dusuncelerinizi silin butun belleginizi sıfırlayın yavasca hayatla mucadele etmeyi bırakın ve yenilin bu hayata.....

22 Ekim 2009 Perşembe

..orada oylece bekle(mek)...


Burada beklemekle geciyor hayat cogu zaman; hayatın cogunu yasamıyorsun yani sadece bekliyorsun ve akabinde gelen dusunceler seni beklemeyi sıkıcı bi hale getiriyor,nereye gitsen bir bekleme var ama burada bekleme suresi uzun ,işte tam burada ben bir dolmusu beklerken düşüncelerim geliyor aklıma ,ellerim titredi,kalbim sızladı ,gözlerim umutla gokyuzune baktı

Düşündügümü soyliyeyim burada neden buradayım diyorum kendime ,okumak için peki ,okumak için baska yer mi yoktu be adam diyorum kendime,vardı diyorum ,tıkanıyorum ,aklıma basarabilecigim tehlikeli bir hayal geliyo ama ikna etmek zor ve ben son sansı coktan gectim,diyorum gideyim buralarda yaban(cı)ların arasında yabancılık cekmekten kurtulayım,kendi özümü koruyayım diyorum ,olmuyor ,olmuyor,olmuyor ...

Hayallerimi korluyorum burada ,ne olmak gerektigi degil,nasıl onlarla yaşamam gerektigini beynime sokmaya calısıyorum ama yabanlaşmak istemiyorum,kısıtlamalarını sevmiyorum beni ,ben her gece dusunduklerimi yapabilmek için uyuyorum ve kalktıgımda bir sabah son sansımı kaybetmiş olan ben umudumu kaybetmiyorum (KOTULUKLERİN EN KOTUSUDUR UMUT İNSANA CEKTİGİ CİLEYİ UZATIR.nietsche) yani ben sıkıldım ,bunaldım ve benligimden uzaklasmadan buradan kacmak istiyorum...

17 Ekim 2009 Cumartesi

Kendimi düşündüm ; Rüyada


Hatırlamaya baslayalı cok olmadı aslında, biraz nefes daralması ve beynimin genişlemesi ve şiddetli bir kasılma ve sol kolum felç olmaya yakın bir derecede morarmıstı .Farketmedim ben nefes almaya calısıyordum sadace ve beynimde ve evde sessilik vardı fırtınanın ardındaki sessizlik; aglamaya basladım nedendir bilmiyorum ama sanırım fazla sıkınca insan kendini tutunmuyo gozyasları ,bir yerlerden cıkıyo iste tam bu sırada konusmak istedim ama gırtlıgım kurumus camur gibi sertti beynim konusma gudusunu yitirmiş sadec bir noktaya odaklanıyordu,2li sistim gibi calısıyordu 0(sıfır)ları okumuyor, 1 lerle odaklanıyordu bir noktaya ve kalıyordu oyle bilinmezlige ve oldugunu bilmeden hayal alemine dalıyordu...

sonra kapı calıdı mecalim yoktu ama acmaya acmak zorundaydım ,kızlar gelmiş,nuray,cennet,ilknur ,aslında yarı yoldan geri donmusler beni merak ettikleri için,herkez beni daha once boyle gormediklerini soyluyorlardı, kendime bakıyordum ama gayet adamdım ben ; sadece 20 saattir ne bir şey yiyip, nede bir şey içiyordum, evet bekledim diye bi cevap verdim anlasılmayan bir sesle sabahtan beri orada beklemiştim cunku onu dogruydu. konustular bedenimle hepsi tek tek ama beyni olmayan kabul edilemeyen bir bedenle konustular ,ruhum orada degil ,beynim orada degildi,bir şeyler yemem için ısrar ettiler yada içmem için , beni dısarı cıkartıp hava aldırmak istediler ,kabul ettim ama bedenimin acizligi bunu onaylamıyordu ,bacaklarım tutmuyor ,sol kolum uyuşmustu,duvarlar tek dayanagım ve koluma girenler ise tutunagımdı,asagıya indigimizde bir doktor tavsiyesi cıktı bana piyangodan dusunurken gulen şapşal yuzum,yada kinle bakan bir yuz ifadesi gelip gidiyormustu yuzumde sanırım deliriyordum ,muhtemel sebeplerle, gittik ,bekledim ve yuzu olmayan ama tatlı bir ses tonuyla benimle konustu 2 ayaklı melek,ben onunla terapi kurdum ,sonra eve geldik ve 50 mg atarax ı bi kerede mideme gonderdim bir ısık hızıyla ve kurumus gozpınarlarımdan ardı ardına gozun yaşları damladı ,teli acık mı diye caldırdılar BİRİLERİNİ acık degildi ama bir haltlar dondugun anladım o an ama ne oldugunu dusunmek zordu.konusmak istedim ve konustum biraz dudak aramdan KARAR:SUÇLU Memduh UYGUNSUZ, AGIRLAŞTIRILMIŞ MUEBBET... Cennet(in) kapı(sı) açtı. biraz sonra tanıdık bir yuz geldi acılan kapıdan tambih edilmiş bir suru kurallar dahilinde , beni aldı ve cantasına koydu goturdu.geldim ve uyumak için çaba harcadım..


Sabah kalktıgımda agırlaştırılmıs bir vucut ve karmasık hayaller canlandı .yavaştı ve dogaldı.her gecen saniye degişen yeni kararlar ve hayatlar çizdim kendime ; ardından 25 mg atarx ve 50mg lustral'ı yuvarladım dudaklarımdan mideme ,hatrılamak kotu cogu zaman bazı şeyleri ben hatırlıyorum ve duruyorum parmak uçlarımda ,karar vermek zor ne yapmak istedigime ,güneşi ben gormedim ,şimdi ne yapacağım...

15 Ekim 2009 Perşembe

...



Sizin hiç babanız öldü mü?
Benim bir kere öldü kör oldum
Yıkadılar aldılar götürdüler
Babamdan ummazdım bunu kör oldum...cemal sureya


(bazen birilerini babanın yerine koyarsın ya onun gibi uzulursun ama aslında gercek babanınki kadar acı vermez (allah korusun tabi babamı daha ölmesin) birisini kaybetmek gercekten zor ne yapacagını sasırıyor insan ...)

14 Ekim 2009 Çarşamba

..bunaldım,ağlarken bunadım..


kacsam buralardan ne olur diye dusunmeye baslayalı cok olmadı cunku her seferinde aynı sonucla ve belkide husranla karsı karsıya kalıyorum nedir beni burda tutan peki ne? ne yapmam gerek burada bunalmamak aglamamak içn ne? bilmiyorum bunların hiç biri burada nasıl durur sorusu geliyor aklıma nasıl? (soru işaretleri cok oldu ama soruyorum sonucta) yapamıyorum belkide alısmadıgımdan niye alısamıyorum neden yapamıyorum anlamıyorum.hayattaki beni tutan destek olan seyleri arıyorum her an yanımda ,ölmek cok basit buralarda mali abimin dedigi gibi: gotunu kesip eline verirler .dogru soyledi aslına ilk tesebbsu bu gun baladı okulun yemekhanesinde hal ve hareketlerne dikkat et diye ,yemek yerken ne hareketi birader demek zor tabi burada tamam dedim .yurda geldim uyudum mamak gibi sonra uyandıgımda aglama iç gudusu duydum kendimde hıckırta hıckıra ama tuttum kendimi gene sonra telefona baktım ama hiç bir şey yoktu hiç bir şeyy.buralarda yapcak tek şey olumu beklemek sanırım(aglayamıyorum cunku gucsuz olacagıma inanıyorum)HAYAT SENİ SEVMİYORUM(imla kurallarına aykırı gittim ama affedin aglarken boylke oluyo

13 Ekim 2009 Salı

sıkılabilmek bi yerden ,sıkılmak yada (aynı şey)

...aslında başlamak lazım bi yerden hayatın tutunup , bazı şeyleri silebilmek yada goze alabilmek gerekiyor. gidebildigin sadece bir telefon uzaklık oluyor ve yeni bir hayat cogu yaban(cı)kişiler belkide nasıl olacagını kestiremiyorsun ama gitmek gerekiyor;gidiyorsun ve bu sefer geri donme olasılıklarını hesaplıyorsun ne oldugunu dahi bilmeden bi şeyler bozalıyorsun ,sıkılıyorsun,sıkılmayı biliyorsun,birileri seni sıkıyor yada ,ne oldugu hiç önemli degil aslında sen seni sıkmaya geleni rahatlatmaya calısıyorsun bu sefer ,içinde fırtınalar kopan bi denizde sandalın kureklerini cekiyorsun dalgalara dogru ...

4 Ekim 2009 Pazar

30 Eylül 2009 Çarşamba

Gidiyorum sirtim donuk; ayak parmaklarim uzerinde ,gitmek zor buralardan arka donuk iken...gidebilmek olay ,kalmak hata

28 Eylül 2009 Pazartesi

20 Eylül 2009 Pazar

Bayram zıyareti yada eziyeti

Cocukken sevincle beklersin bayrami,geziceksin,gormedigin herkezi gorursun bu kucukken mutluluk verir sana ,ha tabi bide daha cok sevinmdende kisa yoldam para kazanmaktir,ceplerinin biri parayla biri sekerle dolar bayram cocukken bundan ibarettir,sonra buyursun ve eziyete doner bi bakima ailenle yapilan sıkici gezmeler ,birilerinin seni koseye sikıstirma istegi ardi arkasi kesilmeyen sorular ve cevap veremeyecek kadar aciz olman bu sana iste eziyet olmaya baslar ,tabi bide baskalarinin karsisinda senin sevmedigin yonlerini yuzune vurmasi ve dayanilmaz bir eziyette budur .sakallarni kes,su pantolonunu giyme,oglum bu ne? ,bizde diyoruz falan gibi sozler,bunlar birazda baska birileri varken denirki aile ustundeki meshuliyet gitsin,biz dedikte bizim oglan asi biraz o yapmiyo ..buyudukce eziyet olur bayramlar ve yaslandikca saygi duyarsin bayramlara...YAZARIM ULENNN

19 Eylül 2009 Cumartesi

..kimisi icin gec ,kimisi icin erken...

Almak istedigin bi seyi yada, gitmek istedigin bir yerin bi vakti vardir. Iste burada basliyor erken ve gec zaman kavrami mesela otobuse bineceksin ama senin saatine gore erken ama diger tum saatlere gore gectir .bazi cumleleri kurmakta boyle iste kurgularsn hersey guzel olacak dersin bir zaman kollarsin ama mukemmel olmalidir senin icin ama hic bi zaman mukemmel bi zaman olmaz iste tam bu arada sen beynindeki fillerle ugrasirken ;otobus coktan kalkmistir kosarsin ama yetisemezsin otobusdeki seni kim bekliyorsa arkasina bakmaz ve yikilirsin tutunamazsin kendini,umutlarin solar sen onca mukemmelligi mukemmellestiremezsin elinde 2 kirik pulla kalirsin ve hic bir sey soylemeden bitersin..erken gec kavramini bilmiyorum ve surecinide kimseye soylemiyorum bu yuzden hep kaybediyorum ama olsun mutluluk gec olsada bulunur...iste bu yuzden YAZARIM ULENNM